Yazar: Yeminli Mali Müşavir Cemil BAŞOĞLU

  1. Profesyonel Turist Rehberliği

Profesyonel turist rehberlerinin seçimi, çalışma esasları ve denetlenmeleri, 335 sayılı “Turizm Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname” nin 11/A maddesinin “d” bendi gereğince hazırlanan ve 02.07.1986 tarih, 19152 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Profesyonel Turist Rehberliği Yönetmeliği” nde açıklanmıştır.

Belirtilen yönetmeliğe göre rehberlerin en az lise mezunu olmaları, en az bir yabancı dil bilmeleri ve arkeoloji, mitoloji, sanat tarihi, din, folklor, sosyoloji, Türk tarihi ve edebiyatı gibi ders gruplarını içeren ve Turizm Bakanlığı’nca açılan (3 veya 6 ay süreli) kursları bitirmeleri gerekmektedir.

Kurs sonu sınavları ve lisan sınavlarında başarılı olan rehberlere “Rehberlik Belgesi” verilir ve bu belgeye hangi yabancı dilden rehberlik yapacağı kaydedilir. Bu belge olmadan rehberlik yapılamayacağı gibi belge olsa dahi belgede yazılı yabancı dilin dışında da rehberlik yapılamaz. Seyahat acenteleri belgesiz rehber çalıştıramaz.

(Fakülte veya yüksekokullar bünyesinde açılan rehberlik bölümlerinden mezun olanlara yabancı dil sınavında başarılı olmaları şartı ile kursa katılmadan Bakanlıkça rehberlik belgesi verilmektedir).

Rehberler önceleri yardımlaşma dernekleri şeklinde örgütlenmekte iken daha sonra 507 sayılı Esnaf ve Küçük Sanatkarlar Kanununa göre kurulan illerdeki Turist Rehberleri Esnaf Odalarına kaydolmaktadır.

Yukarıda kısaca özetlenen şartları taşıyan rehberler herhangi bir işyeri açmadan seyahat acentelerince düzenlenen turlarda görevlendirilmek suretiyle mesleki faaliyetlerini icra etmektedirler.

  • Halen Yürürlükte Olan Mevzuata Göre Rehberlerin Vergilendirilmesi :

Rehberler, esas itibariyle serbest meslek erbabı olmasına rağmen uygulamada, rehberlik görevlerini ifa edenlerin küçük bir bölümü, gerçek usulde mükellefiyet tesis ettirerek gelirini yıllık beyanname ile beyan etmektedir. Bir kısım rehber ise ücretli olarak çalışmaktadır. Bunların dışında kalan ve rehberlerin önemli bir bölümünü oluşturan kısmın hizmet verdikleri seyahat acentelerinden aldıkları rehberlik ücretleri ise bu acentelerce düzenlenen “Gider Pusulası” ile belgelenmekte ve yapılan ödeme % 10 stopaj ile vergilendirilmekte olup, bu vergi nihai vergi olmaktadır.

Bilindiği üzere V.U.K.’nun 234 üncü maddesinde tanımlanan gider pusulası, kazançları götürü usulde tesbit edilen tüccar ve serbest meslek erbabı ile vergiden muaf esnafa yaptırılan işler ve bunlardan alınan emtia için düzenlenir. Bu sayılanlara yapılan ödemelerden stopaj yapılacağı ise G.V.K.’nun 94/13 üncü maddesinde belirtilmiştir.

Yukarıda da değinildiği üzere rehberler esas itibariyle serbest meslek erbabı olmalarına rağmen uygulamada rehberlerin büyük bir kısmı mükellefiyet tesis ettirmemektedir. Diğer taraftan rehberlik mesleğini ifa edenlerin sağladıkları kazançların götürü ticari kazanç veya götürü serbest meslek kazancı olmadığı, ayrıca rehberlerin vergiden muaf esnaf tanımına da girmediği açıktır. Maliye Bakanlığı’nın bu konuda açık bir yönlendirmesi ve görüşü de yoktur. Bu itibarla uygulamada rehberlik ücretlerinin vergilendirilmesinde, acenteler rehberleri götürü serbest meslek erbabı gibi düşünmüş ve ödemeleri stopaj yoluyla vergilendirmek yolunu  seçmiştir. Bu da hiç vergi alınmamasından daha iyi bir yol olarak görülmüştür. Nitekim 4369 sayılı kanunla, serbest meslek erbabının tanımlandığı 66 ncı maddeye “Rehberlerin” de eklenmesi bu uygulamayı doğrulamaktadır.

  • 01.01.1999’dan Sonra Rehberlerin Vergilendirilmesi :

G.V.K.’nun 69 uncu maddesinde serbest meslek kazancında “Götürü Usul” tanımlanmakta olup, bu maddenin birinci fıkrası hükmü şöyledir:

“Ebeler, sünnetçiler, sağlık memurları, arzuhalciler ve gerçek kazançlarının tesbitinde zorluk bulunmasından dolayı Maliye Bakanlığı’nca tayin edilecek ve mesleklerinin ifası yüksek tahsili icap ettirmeyen benzeri serbest meslek erbabının safi kazançları götürü olarak tesbit olunur”

Birinci fıkrası hükmü yukarıda yer alan G.V.K.’nun 69 uncu maddesinin tümü, 01.01.1999 tarihinden geçerli olmak üzere, 4369 sayılı yasanın 82 nci maddesinin 3/c bendi ile yürürlükten kaldırılmıştır. Diğer taraftan yine 4369 sayılı yasanın 36 ncı maddesi ile G.V.K.’nun “Serbest Meslek Erbabı” nın tanımlandığı 66 ncı maddesine 01.01.1999 tarihinde yürürlüğe girmek üzere aşağıdaki “5” nolu bent eklenmiştir.

“V.U.K.’nun 155 inci maddesinde belirtilen şartlardan en az ikisini taşıyan ebe, sünnetçi, sağlık memuru, arzuhalci, rehberlik gibi mesleki faaliyette bulunanlar (şartlardan en az ikisini taşımayanlar ile, köylerde veya son nüfus sayımına göre 5.000’i aşmayan yerlerde faaliyette bulunanların, bu faaliyetlerine ilişkin kazançları, Gelir Vergisinden muaftır).”

Görüldüğü üzere 66 ncı maddeye eklenen “5” nolu bent ile, yürürlükten kaldırılan 69 uncu maddede götürü serbest meslek erbabı olarak kabul edilen ebe, sünnetçi, sağlık memuru ve arzuhalciler serbest meslek erbabı olarak tanımlanmış, daha önce 69 uncu maddede yer almayan “Rehberler” de bu bent içinde yer alarak Serbest Meslek Erbabı sayılmıştır.

Ancak “5” nolu bentte yer alan parantez içi hükmünde, bu meslek mensuplarından V.U.K.’nun 155 inci maddesinde belirtilen şartlardan en az ikisini taşımayanlar ile köylerde veya belediye içi nüfusu 5.000’i aşmayan yerlerde faaliyette bulunanların, bu faaliyetlerine ilişkin kazançlarının gelir vergisinden muaf olduğu belirtilmiştir.

V.U.K.’nun 155 inci maddesinde serbest meslek erbabında işe başlamanın belirtileri sayılmıştır. Buna göre ;

1.  Muayenehane, yazıhane, atelye gibi özel iş yerleri açmak;

2. Çalışılan yere tabela, levha gibi mesleki faaliyette bulunulduğunu ifade eden alametleri asmak;

3.  Her ne şekilde olursa olsun devamlı olarak mesleki faaliyette bulunduğunu gösteren ilanlar yapmak;

4. Serbest olarak mesleki faaliyette bulunmak üzere mesleki teşekküllere kaydolunmak;

mesleki faaliyete başlanıldığını göstermektedir.

Profesyonel turist rehberlerinin yukarıda belirtilen şartlardan 4’üncüsünü, yani “Serbest Olarak Mesleki Faaliyette Bulunmak Üzere Mesleki Teşekküllere Kaydolunmak” koşulunu taşıdıkları açıktır. Madde metnindeki diğer üç şart, serbest meslek erbabında işe başlamanın belirtileri olarak sayılmıştır. İlk bakışta rehberlerin bu şartları taşımadıkları izlenimi çıkıyor ise de mesleklerinin niteliği gereği rehberlerin faaliyetlerini icra ederken işyeri açmaları, çalıştıkları yerlere tabela, levha asmaları veya mesleki faaliyette bulunduklarını gösteren ilan yapmaları gerekli değildir.

Yasa koyucunun ebe, sünnetçi, sağlık memuru ve arzuhalcilerde olduğu gibi rehberlerin elde ettikleri kazançların vergiden istisna edilmesini amaçladığını zannetmiyoruz. Ebe, sünnetçi, sağlık memuru ve arzuhalcilerin muhatabı (bunlara ödeme yapanlar) genellikle vergi mükellefi değildir ve stopaj yapmaları zaten düşünülemez. Bu itibarla bir işyeri açmadan faaliyetini sürdüren bu meslek mensuplarının gelir vergisi’nden muaf tutulması ve gelirlerinden stopaj yapılmaması doğru bir uygulamadır. Ancak rehberlerin ücretlerini ödeyenler turizm acenteleri olduğundan bunların vergilendirilmesinde ebe, sünnetçi gibi diğer meslek mensupları gibi düşünülmeleri kanaatimizce doğru değildir. Aşağıda bu hususla ilgili önerilerimiz yer almaktadır.

  • Sonuç ve Önerilerimiz :

Köylerde veya belediye içi nüfusu 5.000’i aşmayan yerlerde faaliyette bulunan ya da V.U.K.’nun 155 nci maddesinde belirtilen şartlardan en az ikisini taşımayan ebeler, sünnetçiler, sağlık memurları ve arzuhalcilerin kazançları dikkate alındığında, 4369 sayılı yasa ile yapılan yeni düzenlemenin yerinde olduğu kanaatindeyiz. Zira bu meslek mensuplarından yukarıdakilerin dışında kalanlar serbest meslek erbabı olarak gerçek usulde vergilendirilecektir.

Diğer taraftan rehberlerin aldıkları ücretler Turizm Bakanlığı’nca belirlenmekte olup, gelirleri gelir vergisinden muaf tutulan ebe, sünnetçi, sağlık memuru ve arzuhalcilere göre yüksektir. Turizm Bakanlığı’nca yapılan tesbite göre Temmuz-Aralık 1998 ayları arasında uygulanacak rehberlik taban ücretleri, verilen hizmetin türüne göre günlük 14,5 milyon lira ile 32 milyon lira arasında değişmektedir.

Bu ücretler, rehberlerin turizm acentelerinden aldıkları tur ücretleri olup, bu ücretler gerçek gelirlerinin bir kısmını oluşturmaktadır. Zira rehberlerin asıl gelirini, hizmet verdikleri turistlerin alışveriş yaptıkları işyeri sahiplerinin rehberlere verdiği ve “Hanut” tabir edilen paylar oluşturur. “Hanut” bu yazımızın konusu olmayıp, bu husus daha sonra dergimizde bir yazı konusu yapılacaktır.

Bu itibarla rehberlerin; ebe, sünnetçi, sağlık memuru ve arzuhalcilerle aynı telakki edilip ücretlerinin gelir vergisi’nden muaf tutulması doğru değildir.

Bu konudaki önerimiz şudur;

Yukarıda değinildiği üzere profesyonel turist rehberlerinin mesleklerini icra ederken, mesleklerinin niteliği gereği, işyeri açmaları, işyerlerine tabela, levha asmaları veya mesleki faaliyette bulunduklarını gösteren ilanlar yapmaları gerekli değildir. Zira rehberlik belgesini alan, mesleki teşekküle kaydolan ve fiilen rehberlik faaliyetine başlayan profesyonel turist rehberlerini, turizm camiası bilir ve ihtiyacı olan seyahat acentesi istediği rehbere telefonla kolayca ulaşır. Bu itibarla V.U.K.’nun 155 inci maddesinde sayılan Serbest Meslek erbabının işe başlama belirtilerinin rehberlerde var olup olmadığını tartışmaya gerek duymadan, rehberlerin zaten fiilen işin içinde oldukları ve serbest meslek faaliyeti sürdürdükleri kabul edilmelidir. Bir başka anlatımla rehberlerin kart bastırıp dağıtmaları veya rehberlik faaliyetine başladıklarını acentelere sözlü olarak duyurmaları mesleki faaliyete başladıklarını gösterir. Hal böyle olunca rehberlerin V.U.K.’nun 155 inci maddesinde sayılan şartlardan en az ikisini taşıdıkları ve bu itibarla da serbest meslek erbabı sayılarak kazançlarını gerçek usulde tesbit etmeleri gerektiği açıktır.

Ancak olaya seyahat acenteleri yönünden bakıldığında, iş verdikleri rehberlerden gerçek usulde gelir vergisi mükellefi olmayan ve serbest meslek makbuzu düzenlemeyen rehberlere iş vermemek gibi bir uygulama, pratikte mümkün değildir. Bu itibarla acenteleri, ödeme yaptıkları rehberlerden serbest meslek makbuzu alamamaları halinde, kendileri gider pusulası düzenleyerek ödemelerini belgeleyebilmelidirler. Ancak, serbest meslek kazançlarından yapılması gereken vergi tevkifatı (bugün için %20 + Fon Payı = %22) acente tarafından yapılarak vergi dairesine ödenmelidir. Diğer taraftan rehberlik faaliyetinin arızi olarak yapılması halinde de yine gider pusulası ile aynı oranda tevkifat yapılmalıdır.

Her ne kadar V.U.K.’nun 234 üncü maddesinde tanımı yapılan gider pusulası, bu tür ödemenin tevsiki için uygun bir belge olarak görünmese de, bir yandan acentenin yaptığı ödemeyi belgelendirebilmesi, diğer yandan mükellefiyet tesis ettirmeyen profesyonel turist rehberlerine yapılan ödemenin vergi dışı kalmasının önlenebilmesi için başka bir yol görülmemektedir.